Anonim Halk Edebiyatı | Halk Edebiyatı Genel Özellikleri | Halk Edebiyatı Nedir?

Abone Ol 

Konu: Aşk, tabiat, savaş, kahramanlık, ölüm…

Mazmun: (Kalıplaşmış Sözler) Divan edebiyatı kadar olmasa da vardır. (Sevgilinin boyuna selvi demek)

Söz Sanatları: Divan edebiyatı kadar olmasa da vardır. Teşbih (benzetme), mübalağa…

Doğaçlama: Halktan kişiler hazırlıksız şiir söyler. Yazılı bir metne bağlanma yoktur.

Oluşturanlar: Halktan kişilerdir.  

Toplandığı Eserler: Sözlü bir edebiyattır. Cönklerde toplanır.

Uyak: yarım ve cinaslı uyak kullanılır.

Müzik: İslamiyet öncesinde kopuz, sonrasında bağlama ile vardır.

Nazım Birimi: Dörtlüktür.

Ölçü: Hece ölçüsüdür. (17.yy’a kadar sadece hece ve dörtlük varken, 17.yy’da Aşık Ömer ve Gevheri ile hece ve aruz ölçüsüyle dörtlük ve beyit kullanılmıştır.)

İçindekiler

Anonim Halk Edebiyatı

Sözlü bir edebiyattır. Cönkler sayesinde gelmiştir. Sade bir dile sahiptir. Tamamen halk ürünüdür. Bir şair ve yazar bulamayız (anonimdir). Kulaktan kulağa geçtiği için yayılır, herkes kendinden bir şeyler ekler. Hece ölçüsü ve dörtlük halindedir.

Nazım (Şiir):  

• Mani

En küçük nazım biçimine sahiptir. 7’li hece ölçüsüne sahiptir. A-a-x-a kafiye örgüsü vardır. Genelde ilk iki mısra maniyi doldurma amaçlıdır, son iki mısrada asıl konu anlatılır. Örnek:

Gidene bak gidene

Güller sarmış dikene

Mevla sabırlar versin

Gizli sevda çekene

Bu tarz manilere düz mani adı verilir. Eğer ki manide cinaslı uyak varsa ya da hece ölçüsü 4-77-7 ise (şart değil) kesik/cinaslı mani adı verilir:

Böyle bağlar

Yar başın böyle bağlar

Gül açmaz bülbül ötmez

Yıkılsın böyle bağlar

Ah o beni o beni

Kakül örtmüş o beni

Ben yârimi unutmam

Unutsa da o beni

A-a-x-a olan kafiye örgüsüne x-a dizeleri eklenirse artık mani olur:

Derdim var beller gibi

Söylemem eller gibi

Kalbimin hüzünü var

Yıkılmış eller gibi

Gözlerimden yaş akar

Bulanmış seller gibi

• Türkü

Ezgili bir türdür. Aşk, savaş, kahramanlık, düğün, ölüm gibi halkın yaşadıklarını ezgili bir şekilde anlatılır. Hece ölçüsü kullanılır. Bent + Bağlama/Kavuştak/Nakarat bölümlerinden oluşur. Türkü sözcüğünü ilk kullanan kişi Ali Şir Nevai’dir. Türküler ezgilerine, konularına ve yapılarına göre ayrılır.

                 Ezgili Türküler:

Usullü Türkü (Oyun havaları) ve Usulsüz Türkü (Uzun havalar) olarak ikiye ayrılır. 

                 Konularına Göre:

Aşk, kahramanlık, tören, askerlik… sınırı yoktur.

                 Yapılarına Göre:

Bent + kavuştak(nakarat) Dörtlük + ikilik ya da hepsi dörtlük şeklinde olabilir. Bir sınırlama yoktur. 

• Ninni

Çocukların uyutulması için söylenen ezgili eserlerdir. Divanı Lügati’t Türk’te “balu balu” olarak geçer. Yedili, sekizli, on birli hece ölçüsünde olabilir. Bilinen ilk ninni örneğini Şeyh Galip Hüsn-ü Aşk’ın içinde vermiştir.  

• Tekerleme

• Ağıt

Toplumu etkileyen bir olay (çoğunlukla ölümdür) anlatılır. Genellikle bir insanın arkasından yazılsa da başka canlılar ve mekanlar üzerine de olabilir. Üzüntü ve keder ağırlıklıdır.

İslamiyet’ten önce sagu vardı. İslamiyet sonrası halk edebiyatında ağıt olarak karşımıza çıkar.

Nesir (Düzyazı):  

• Masal

Oldukça uzun, olağanüstü, inanılmaz olayları anlatır. Olaylar gerçek kabul edilmez. Belirsiz bir zaman ve mekan vardır. Sürekli iyiler kazanır. Genelde masal anası ya da masal ninesi anlatır herkes anlatamaz. Hayvanların konuştuğu, şiir şeklinde yazılan masallara Fabl denir. Türk edebiyatında en ünlü masal Keloğlan masallarıdır; zekayı ve şansı anlatır. Masallar üç bölümden oluşur:

                  Döşeme (Giriş tekerlemesi)

Bir varmış, bir yokmuş…

                  Olay (Tekerlemeler de kullanılır)

Az gittik, uz gittik, dere tepe düz gittik…

                  Dilek (Tekerleme de kullanılır)

Gökten üç elma düşmüş… Onlar ermiş muradına…

• Mit

Çok eski zamanlardan oluşmuş ve genellikle yaratılışı anlatan en eski yazı türlerindendir. Mitler insanlar tarafından kutsallık addedilmiş türlerdir. Gerçek olmasa da gerçek gibi kabul edilir. Olağanüstü eserlerdir. Kahramanları tanrılar ve tanrısal varlıklardır. Efsane ve masala göre çok daha eskidir. Mitlerde kültler vardır:

                Gök Tanrı

                 Güneş (Ata), Ay(Ana), Yıldız

                 Ülgen, Kayra Han (Tanrı)

                 Erlik (Şeytan)

• Efsane

1 – 2 paragraftan oluşan, gerçek gibi kabul edilen, gerçek bir zamanda gerçek mekanlarda geçen olağanüstü olaylardır. Şahıslar, yerler ve olaylar hakkında olabilir. Türk edebiyatında en çok geçen efsane “taş kesilme” efsanesidir.

• Fıkra

Ders verme ve mizah amaçlı anonim halk edebiyatı nesir türüdür. Bir diğer örneği de köşe yazısı anlamındaki fıkradır. İnsanları güldürür. Güldürürken mesaj verir. Fıkra tipleri:

İncili Çavuş: Saray çevresindeki aksaklıkları ve düzen bozukluklarını ele alarak güldüren padişahın arkadaşıdır.

Bekri Mustafa: Meyhane ve şarap konularına yer veren, çoğunlukla içkiyi anlatan ayyaş fıkralarıdır. 4. Murat’ın içki ve sigara yasağına karşı çıkan bir tiptir. 

Kemine ve Esenpulat: Türkmenlerin tipleridir.

Ahmet Akay: Kırım tipidir.

Kuyrukçuk: Kırgız tipidir.

Bektaşi: Hoşgörüye dairdir. Allah ve İslam ile sanki alay ediyormuş gibidir ama öyle değildir. Allah ile senli benli konuşur. Çünkü Bektaşiler kendilerini Allah’a ulaşmış sayarlar.

Nasreddin Hoca: En ünlü fıkra tipidir. Eskişehir’de doğup Akşehir’de öldüğü söylenir. Kırgız ve Kazaklarda da görülür. Gerçekten yaşamış tipler olabilir ama herkese mal olmuştur. Orhan Veli, Nasreddin Hoca fıkralarını şiirleştirmiştir. 

• Halk Hikayesi

Nazım + Nesir şeklinde yazılır. Olaylar düzyazıyla, duygular şiirle anlatır. Genelde meddahlar anlatır. Anlatan kişi yaşayarak anlatır. Tarihsel gerçeklikler de olabileceği gibi olağanüstü olaylar da anlatılabilir. Genelde çocuksuzluk, at, hızır/pir… gibi şeyler kullanılır. Kerem ile Aslı, Aşık Garip, Emrah ile Selvihan, Elif ile Mahmut, Arzu ile Kamber, Tahir ile Zühre, Köroğlu en bilinen halk hikayelerindendir. Leyla ile Mecnun halk hikayesi değil, divan edebiyatındaki mesnevi örneğidir.

Nazım – Nesir: 

• Bilmece

Hoşça vakit geçirmek için söylenen kulağa güzel gelen sorulardır. Bazıları mensur (düzyazı) bazıları manzum (şiir) şeklindedir.  

• Tekerleme

Masal tekerlemeleri (az gittik uz gittik…), tören (teknede hamur, bahçede çamur, ver Allah’ım ver sicim gibi yağmur), oyun (oo piti piti, karamela sepeti…), aşık(çıktım badem dalına, yedim üzümü…), karagöz tekerlemeleri ve yanıltmacalar(Hakkı Hakkı’nın hakkını yemiş, hakkı Hakkı’dan hakkını istemiş…) olarak ayrılır.

• Atasözü

İlk kez Orhun Yazıtlarında görülür. Ders verme amaçlıdır. Geçmişin tecrübesini öğüt vererek anlatır. Önceden mesel, garbınesel, atalar sözü adı verilmiştir. Kalıplaşmış sözlerdir, değiştirilemez. Kısa ve özdür. Atalarsözü Destanı (Levnî) ve Pendname (Güvahi) atasözlerinin toplandığı en önemli eserlerdir. 

• Deyim

Atasözlerinden farklı olarak öğüt vermez. Kısa, renkli anlatıma sahiptir. Kalıplaşmıştır. Bazıları fıkralardan türemiştir (Nasreddin Hoca’dan ipe un sermek).  

Geleneksel Türk Tiyatrosu (Benimsenmiştir. Dekor ve yazılı metin yoktur. Doğaçlamadır.

Tuluata dayalıdır.)

• Karagöz (Gölge Oyunu)

Çin, Japonya ve Hindistan’da ortaya çıktığı, oradan Araplara ve Yavuz Sultan Selim

döneminde Türklere geçtiği söylenir. Başka bir rivayete göre Kambur Bali Çelebi (Karagöz) ve Hacı Halil İvaz (Hacivat) isimli iki kişinin Bursa Ulu Camii inşaatında çalışırken insanları güldürerek yavaşlattığı ve mevcut yönetime laf attığını öğrenen hükümdar, bu iki kişiyi idam eder. Daha sonra hükümdar, bu iki kişiyi haksız yere idam ettiğini düşünerek çok üzülür. Hükümdarın bu kadar üzülmesine dayanamayan musabbihi sarığını açar ve oraya mum yakarak gölge verir.eldeki çarıklarla Karagöz ve Hacivat’ı gölgeyle canlandırır ve hükümdarı güldürür.

Bu işin ustası hayalbazdır. Yardımcısı sandıkârdır. Çırak (tasvirleri verir), yardak(şarkı söyleyen), dayrezen(tef çalan) ve hamal (eşyaları taşıyan) da ekiptendir. Usta çırak ilişkisi vardır. 

Karagöz cahil halkı temsil eder. Kavukluya benzer.

Hacivat okumuş ve aydın kişidir. Pişekara benzer.

Oyunun bölümleri: Göstermelik (oyun başlamadan önce çalgılı gösteri), Mukaddime (prolog, giriş. Hacivat çıkar ve Semai okur. Perde gazeline geçtikten sonra Karagöz gelir.), Muhavere (Karagöz ve Hacivat atışır.), Fasıl (Ana bölümdür.), Bitiş (Sürçü lisan ettiysek affola denip bir sonraki oyunun saati söylenir.)

• Orta oyunu

Dört bir yanı seyircilerle çevrili bir alanda oynanan güldürü oyunudur. Taklit, mimik ve doğaçlama vardır. Meydan oyunu, kol oyunu ve taklit oyunu olarak da isimlendirilir. Her orta oyunu ekibine kol derler. Ekiplerin en deneyimli iki kişisi pişekar ve kavuklu derler. Pişekar en deneyimlisidir. Kolbaşı da denir. Pişekar ve kavuklu Türk olmak zorundadır. Ekip usta çırak ilişkisi içindedir. Dört bölümden oluşur.

                 Giriş (Prolog – Mukaddime)

Pişekar oyunu zurnacıyla konuşup, sağa sola laf atarak başlatır.

                 Muhavere (Atışma)

Pişekar, kavuklu ve kavuklu arkasının birbirleriyle atışır. Azbar asıl atışma bölümüdür. Tekerleme bölümünde kavuklu başından geçen olayı anlatır.

                Fasıl

Ana olayın gerçekleştiği bölümdür. Pişekar yönetmen, kavuklu baş komiktir.

                Bitiş

Zurnanın bitiş havası eşliğinde pişekar oyunu bitirir. (Sürçü lisan ettiysek affola…) 

• Köy seyirlik oyunları

Uzun kış gecelerinde, bayramlarda, düğünlerde doğaçlama olarak köylülerin oynadığı oyundur. Açık ya da kapalı alanlarda oynanabilir. Doğanın canlanması, hasatın verimli olması ve hayvancılığın daha iyi olması amacıyla oynanır.

• Meddah

Tek kişilik bir oyundur. Bir elinde mendil, diğer elinde sopa ile sekinin üstüne çıkar. Açık bir alanda ya da köy kahvesinde bir hikayeyi yaşayarak, içselleştirerek anlatır. Bölümleri:

Başlangıç

Açıklama: hikaye hakkında bilgi.

Senaryo: hikaye.

Bitiş

• Kukla

Divani Lügatıt Türk’te ve eski Türkçe’de çeşitli isimler verilmiştir: Kudhurcuk, Kol Korçak, Bebek, Hemecik, Çökçe Gelin, Karaçör.

İbiş ve ihtiyar isimli iki kişi vardır. İbiş hazırcevap bir sadık uşak, ihtiyar cimri efendidir. İhtiyara moruk ya da tirit de denir.  

Modern Tiyatro (Batıdan geçmiştir. Dekor ve yazılı metin vardır.)

• Trajedi • Komedi • Dram

Leave a Reply